Kimya Okumalı mıyım?

Kimya Okumalı mıyım?

Kimya Okumalı mıyım?

Kimya okumalı mıyım? Kimya bölümü yazmak istiyorum ama mühendisliğe gitmem konusunda baskı yapılıyor, ne yapmalıyım?İyi bir üniversitede kimya mı okumalıyım, başka bir üniversitede kimya mühendisliği mi? Bu sorular en çok karşılaştığım soruların başında geliyor. Eminim temel bilime yönelmeyi tercih etmiş çoğunluğun zamanında karşısına defalarca çıkmış sorulardır bunlar. Dahası, hepimizin de kendimize göre cevapları vardır. İlk bölümde bu sorulara genellikle verdiğim cevapları paylaşacağım. Ardından, neden öyle düşündüğümü anlatmayı deneyeceğim.

“Lisedeki derslerim arasında en iyisi kimya, bu yüzden kimya okumak istiyorum” en çok karşılaştığım motivasyonlardan bir tanesi. Bu şekilde gelen sorulara genellikle başka hangi nedenlerden bu tercihi yapmak istediklerini sorarak cevap veriyorum. Bana kalırsa, sırf lisedeki ‘kimya dersim iyi’ veya ‘bu derste kendimi daha rahat hissediyorum’, bu denli büyük bir karar almamda yeterli olmamalı. Nihayetinde, seçilen bölüm seçilen meslek demek ve bu karardan üniversite yıllarında dönüp yoluna devam etmek her zaman çok kolay olmayabilir. Bir mesleği(bölümü/dalı?) tercih ederken, neden sevdiğimi bilmem ve dahası çok daha fazlasını öğrenmeye iştahım olduğunu görmem gerekir diye düşünüyorum. Diğer derslerde beni rahatsız eden tarafların olması normal. Mesela matematik dersleri fazla soyut gelebilir, fizik anlaşılmaz, biyoloji ezbermiş diye düşünülebilir; bunların arasında kimya en rahat olduğum ders ise bu benim kimya okumam gerektiğini göstermez. Özetle, bu tarz yüzeysel bir motivasyonun yerine öğrenme ve geliştirme temelinde bir iştaha sahip olup olmadığımı anlamak, üniversite tercih etmeden önce ilk yapmam gereken şey olmalıdır.

Kimya Mühendisliği ve Kimyagerlik arasındaki fark nedir?

Kimya mühendisliği ile kimyagerlik arasında kalmak ise belki de en ünlü ikilemlerden bir tanesi. İkilemin kaynağı ise çoğunlukla öğrencinin kimya bölümünü tercih etmek istemesi ama ailenin ya da öğretmenlerin öğrenciyi kimya mühendisliğine yönlendirmeye çalışması oluyor. İçinden çıkmak kolay değil. Yine de, okunan bölümden ne beklediğini bilmek ve daha sonrasında nasıl bir hayat kurmayı düşündüğünü fark etmek, ikilemi biraz olsun hafifletecektir. Kimya bölümleri daha çok araştırmacı yetiştirmeye yönelik bölümlerdir ve ülkemizde de bunu başarabilen üniversitenin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Kimya mühendisliği daha çok sanayi ve özel sektörde çalışabilecek öğrenciler yetiştirir, daha doğrusu mezunlarının çoğu bu yolu seçer ve genellikle de tatmin edici işler bulabilirler. Kimya mezunları ise akademik kariyer yapmadıkları ya da istisnai durum teşkil etmedikleri müddetçe kendilerini daha çok kalite-kontrol departmanlarında görece düşük maaşlarla çalışırken bulacaklardır. Kimyaya adanmış bu blogda böyle bir cümle kurmak beni de şaşırtıyor aslında, ama ülkenin de güncel durumunu göz önüne almakta fayda var. Eğer ciddi anlamda akademik kariyer veya araştırma-geliştirme bölümlerinde bir gelecek düşünülmüyorsa, kimya mühendisliği daha uygun bir karar olacaktır. Nedenleri çok kısa yazacak olursam, kimyagerlerin haklarını koruyan bir sendika/meslek odasının olmaması, Türkiye’de ürün odaklı araştırma-geliştirmenin görece gelişmemiş olması (biz daha çok üretime odaklıyız), ve her ne kadar inkar edilse ve yanlış bulunsa da, özel sektör ve sanayideki “mühendis hegemonyası” kimyagerlerin özel sektör ve sanayideki konumunu zedeliyor. Daha detaylı bir incelemeyi gelecek yazımda yapmayı planlıyorum.

Azınlıkta da olsa, İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerdeki daha orta seviyeli okulların kimya bölümleri ile bu şehirler dışında kimya mühendisliği bölümleri arasında kalan öğrencilerden de sorular geldi. Eğer tek arada kalma nedeni büyükşehir ile harici yerler ise, bu durumda genellikle kimya mühendisliğini tavsiye etmiştim. Sebebi de, genel olarak bir önceki paragrafta saydığım nedenler. Zaten kimyagerlere çok önem verilmeyen ülkemizde bir de görece daha düşük sıralarda yer alan üniversitelerden kimya lisansını almaktansa iş bulmanın nispeten daha rahat olduğu kimya mühendisliğini seçmek daha uygun geldi bana.

Bundan beş sene önce Bilkent Kimya Bölümü’nü ilk tercihim olarak yazarken, ben daha farklı düşünüyordum. Akademik kariyer yapmak tek hedefimdi, ki hala o yolda ilerliyorum, kimya da hem uğraşmayı sevdiğim hem de öğrenmekten çok keyif aldığım bir bilim dalıydı. Dahası, kafamda çözmek istediğim sorularla bölüme başlamıştım. Bu şartlar altında, benim için en iyi elbette ki kimyager olarak mezun olmaktı. Bunu da böylece yazıya dipnot olarak düşeyim istedim.

Kimyagerler neden sanayide ve özel sektörde yeterince önemsenmiyor? Kimyager mesleğinin ne gibi sorunları var? Kimya bölümlerinin düşen puanları ve öğretim kalitesi ne şekilde düzeltilebilir? Bunlar ve benzeri sorular birbirleriyle ve bu yazıda irdelediğim ikilemler ile içiçe geçmiş durumda ve ayrı bir yazıyı hak ediyorlar. Yine de, Türk Kimya Derneği, Kimyagerler Derneği gibi sivil toplum kuruluşları, üniversite yönetimleri ve öğrenci topluluklarina bu sorunların çözümünde çok büyük görev düştüğünü söylemeliyim.

3 Beğen

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir